Kişinin hanımını tek lafızda üç talakla boşamasının hükmü?
Kişinin hanımını boşaması her ne kadar Allah’ın istemediği bir şey olsa da bazen boşanmak tarafların saadetine vesile olabilmektedir. Türkçe’de “Üç talakla boşamak” tabiri iki türlü anlaşılmaktadır. Birincisi kocanın karısına “seni üç talakla boşuyorum” şeklinde bir lafızla üç talak vermesidir ki yaygın olan kullanım budur. İkincisi ise üç talakın üç hayız döneminde her birinin kadının adetten kesildiği, tuhur halinde tek tek gerçekleşmesi şeklinde olur ki sünnet olan boşama budur.
Dört mezhep ile Zâhiriye mezhebinin de aralarında bulunduğu İslâm âlimlerinin çoğunluğu kişinin tek lafızla yani bir defada üç talakın tamamını kullanarak hanımını boşamasının geçerli olacağı hususunda ittifak etmişlerdir.[1] Özellikle İbn Teymiyye (ö. 728/1328) ve talebesi İbn Kayyim el-Cevziyye’nin (ö. 751/1350) öne çıktığı bir kısım âlimler ise bir lafızla söylenen üç talakın tek talak sayılacağını iddia etmişlerdir.
[1] İbnü’l-Hümâm, Fethü’l-Kadîr, 3: 469; Zuhaylî, Vehbe, el-Fıkhü’l-İslâmî ve edilletüh, (Dımaşk: Dâru’l-fikr, 1997), 9: 6927.
Birinci görüş sahipleri “Hz. Peygamber’e (s.a) bir adamın hanımını üç talakla boşadığı haber verilmişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber sinirlenerek ayağa kalktı ve “Ben aranızda olduğum halde Allah’ın kitabıyla mı oynanıyor?” buyurdu. O sırada bir adam kalktı: “Ya Resûlullah (ben şimdi) o adamı öldürmeyeyim mi?” dedi.”[1] hadisi ile “Rükâne b. Abdiyezid, hanımı Süheyme’yi kesin olarak boşadı. Sonra da durumu Hz. Peygamber’e (s.a) haber verdi ve “Vallahi sadece bir talak kastettim” dedi. Efendimiz de “Sadece bir talak mı kastettin” dedi. O (tekrar) “Evet sadece bir talak kastettim” deyince Hz. Peygamber hanımına dönmesini salık verdi. Daha sonra Rükâne, eşini Hz. Ömer (r.a) döneminde ikinci, Hz. Osman (r.a) döneminde de üçüncü kez boşadı.”[2] mealindeki benzer rivayetleri esas almaktadırlar.
[1] Nesâî, “Talâk”, 6; أُخْبِرَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ رَجُلٍ طَلَّقَ امْرَأَتَهُ ثَلَاثَ تَطْلِيقَاتٍ جَمِيعًا فَقَامَ غَضْبَانًا ثُمَّ قَالَ أَيُلْعَبُ بِكِتَابِ اللَّهِ وَأَنَا بَيْنَ أَظْهُرِكُمْ حَتَّى قَامَ رَجُلٌ وَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلَا أَقْتُلُهُ
[2] Ebu Davut, r.2208; Tirmizi, r.1177; İbni Mace, r.2051.
İkinci görüş sahipleri ise İbn Abbas tariki ile gelen “Muttalib’in kardeşi Rükâne b. Abdiyezid, hanımını, tek mecliste üç defa boşadı. Sonra buna çok üzüldü. Hz. Peygamber (s.a) ona, hanımını nasıl boşadığını sordu. “Üç talak ile boşadım” dedi. Resûlullah (s.a) “Tek mecliste mi?” dedi. O da “Evet” dedi. Efendimiz (s.a) “Bu tek bir talaktır. İstersen hanımına dönebilirsin” buyurdu. O da döndü.”[1] mealindeki hadisi delil getirmektedir.
[1] Ahmed b. Hanbel, r.2387.
İmam Nevevî mezkûr rivayetin senedindeki meçhul şahıslar sebebiyle zayıf olduğunu belirtmektedir.[1] İbnü’l-Hümâm da ilk dönemlerde kişinin أنت طالق أنت طالقşeklindeki ifadelerinin tekid kastıyla söylendiğini fakat daha sonra Hz. Ömer bunun tecdit (yenileme) maksadıyla söylendiğini farkettiğinden her bir talakı geçerli saydığını belirtir.[2]
[1] Nevevî, Şerhu’l-Müslim, Beyrut: Dârü İhyâi’t-türâs, 1972; 10: 70
[2] İbnü’l-Hümâm, Fethü’l-kadîr, Lübnan: 1970, 3: 471; أن قول الرجل أنت طالق، أنت طالق، كان واحدة في الزمن الأول لقصدهم التأكيد في ذلك الزمان ثم
Ahmed b. Hanbel ve diğer pek çok muhaddis senette yer alan Muhammed b. İshâk ve Dâvûd b. Husayn gibi tenkide uğramış raviler sebebiyle zayıf kabul etmişlerdir. Muhammed b. İshâk pek çok münekkit tarafından tedlis yapmakla itham edilirken[1] Malik b. Enes, Hişâm b. Urve kezzâb, Yahya b. Mâin sika fakat hüccet olmadığı belirtilmiştir.[2] Yine Dâvûd b. Husayn’ın bu hadiste olduğu gibi İkrime’den yaptığı rivayetleri münker kabul edilmiştir.[3]
[1] Ebû Amr Ahmed b. Atıyye Vekil, Neslü’n-nebâl bi-mu’cemi’r-ricâl, Kahire: Dâru İbn Abbas, 2012, 3: 136-140
[2] Ukayli, Ebû Cafer Muhammed b. Amr b. Musa b. Hammâd, Kitabü’d-Du’afâ, Riyad: Dârü’s-Sumay’î, 2000, 4: 1195-1201.
[3] İmam Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, thk. Şuayb el-Arnaut, Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 1999, 4: 215; Mustafa Zeki Terzi, “Dâvûd b. Husayn”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yayınları, 1994. 9: 28-29.
İkinci görüş sahipleri ayrıca İbn Abbas tariki ile gelen “Efendimiz (s.a) ve Hazreti Ebubekir (r.a) döneminde ve Hazreti Ömer’in (r.a) halifeliğinin ilk iki senesinde üç talak, tek talak sayılırdı. Sonra Hazreti Ömer (r.a) “İnsanlar kendileri için genişlik olan bir işte aceleci davranıyorlar. Bu yaptıklarını onların aleyhine geçerli saysak iyi olur?” dedi ve öyle yaptı.”[1] şeklindeki rivayeti esas almaktadırlar. Halbuki imam Muhammed Hz. Ali, Abdullah İbn Mes’ûd ve İbn Abbâs’ın bu rivayetin aksine tek lafızla yapılan üç talakı, üç talak saydıklarını nakletmektedir.[2]
[1] Müslim, r.3746.
[2] Şeybânî, Muhammed b. Hasan, el-Asl (thk. Mehmet Boynukalın), Beyrut: Dâru İbn Hazm, 1433/2012, 4: 466-467.
Kısacası İbn Teymiyye ve talebesi İbn Kayyim el-Cevziyye’nin İbn Abbas’dan naklettikleri “Hz. Peygamber, Hz. Ebû Bekir ve Ömer (r.a) döneminin ilk iki senesinde üç talak, bir talak sayılmaktaydı.”[1] mealindeki zayıf rivayeti esas alarak “üç talakla boşsun” sözünün tek talak sayılacağı yönündeki iddialarının kendi mezheb imamları Ahmed b. Hanbel’in de aralarında bulunduğu âlimlerin icmâına aykırı olduğu görülmektedir. Bununla birlikte bugün bazı İslâm ülkelerinin ve Türkiye’de Din İşleri Yüksek Kurulu’nun bu fetvayı esas aldığı görülmektedir.[2]
[1] Müslim, “Talâk”, 15 (1472) عن ابن عباس رضي الله عنهما قال: “كان الطلاق على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم وأبي بكر وسنتين من خلافة عمر، طلاق الثلاث واحدة،
https://www.alukah.net/sharia/0/96760/#ixzz6OKofrc1f
[2] https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/841/bir-defada-iki-veya-uc-talakla-bosamanin-hukmu-nedir