Kur’ân-ı Kerîm’e abdestsiz dokunmak câiz midir?

Kur’ân-ı Kerîm’e abdestsiz dokunmak câiz midir?

Dört mezhep imamının da aralarında bulunduğu İslâm Âlimlerinin çoğunluğu, abdestsiz Kur’ân okumanın câiz olduğunu söylerken abdestsiz dokunmanın haram olduğu hususunda icmâ etmişlerdir.[1] Onların konuyla ilgili istidlal ettikleri delilleri şöyle sıralamak mümkündür.

  1. Peygamber Efendimiz (s.a), Amr b. Hazm’[2] için yazdırdığı mektupta “Kur’ân’a ancak abdestli olan dokunur.”[3]
  2. İbn Ömer’in rivayet ettiği “Bir kimse ancak abdestli secde edebilir ve Kur’ân”[4] hadis ile “Hayızlı ve cünüp kişi Kur’ân’dan bir şey okuyamaz.”[5] şeklindeki rivayet zikredilebilir.
  3. Ömer Kur’ân okuyan bir toplulukta iken ihtiyaç için meclisten ayrılıp tekrar geri geldiğinde Kur’ân okumaya devam edince bazıları abdestsiz Kur’ân okunmaz diyecek oldu. Hz. Ömer onlara: “Bu fetvayı size kim verdi? Müseylimetü’l-Kezzâb mı? dedi.”[6] Bu rivayet, sahabenin Kur’ân’a abdestsiz dokunmak şöyle dursun neredeyse abdestsiz dahi okunmayacağı kanaatine sahip olduğunu fakat Hz. Ömer’in bu yanlış algıyı düzelttiğini göstermektedir.
  4. Âlimlerin çoğunluğu konuyla ilgili olarak öncelikle Şüphesiz, Ona/Kur’ân’a ancak temizler dokunabilir.”[7] âyetinde geçen “la yemessuhu” (Kur’ân’a dokunmazlar) ifadesinin lafzen ihbar, manen inşa cümlesi olduğuna dolayısıyla bunun (Kur’ân’a dokunmasınlar) manasında bir nehiy/yasaklama ifadesi olduğuna hükmederler.[8]

Kur’ân’a abdestsiz dokunulabileceğini savunanlar ise لَا يَمَسُّهُٓ (Vâkıa, 56/79)’da zikri geçen (ه) zamirin مَكْنُونٍ ف۪ي كِتَابٍ âyetindeki Levh-i Mahfuz’a indirilen Kur’ân’a râci olduğunu zira bu âyetin nazil olduğu sırada ortada yazılmış bir bütün halinde Kur’ân olmadığını belki sahabenin ellerinde sahifeler halinde bulunduğunu söylerler. Cumhur ise bu itiraza şöyle cevap vermektedir. Kur’ân, inzalinden itibaren kitap ve mushaf lafızlarıyla müşterek kullanılmaktadır. Bu tıpkı Hz. Musâ’ya (a.s) gönderilen Tevrat’ın suhuf olarak anılması gibidir. Mesela Mekkî sûrelerden olan Alâ sûresinde şöyle buyurulmaktadır. (صُحُفِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَىٰ إِنَّ هَٰذَا لَفِي الصُّحُفِ الْأُولَىٰ) (Şüphesiz bu hükümler ilk sayfalarda, İbrahim ve Mûsâ’nın sayfalarında da vardır. Yine Müzzemmil sûresi Mekke’de inen üçüncü sûre olmasına rağmen 4. âyetinde وَرَتِّلِ الْقُرْاٰنَ ترتيلاً)) (Kur’ân’ı tecvid üzere oku) ifadesini kullanması -ortada sadece inen üç sûre bulunmasına rağmen- Mushaf ismi yerinde Kur’ân isminin verildiğini ortaya koymaktadır.

Kısaca ifade edecek olursak (مَكْنُونٍ لَا يَمَسُّهُٓ اِلَّا الْمُطَهَّرُونَۜ تنزيل من رب العالمين ف۪ي كِتَابٍ) âyetinde geçen كِتَاب lafzından kastın halihazırda Müslümanların ellerinde bulunan Mushaf olduğu, buna da ancak abdestli olanların dokunabileceği anlaşılmaktadır. İslâm âlimlerin genel kanaati bu olmakla birlikte İmam Mâlik Kur’ân eğitimi yapan muallim ve talebelerin meşakkatten dolayı abdestsiz olarak Kur’ân’a dokunulabileceklerini söylemektedir.[9]

[1]    İbn Abdülber, el-İstizkâr, 2: 472; وأجمع فقهاء الأمصار الذين تدور عليهم الفتوى وعلى أصحابهم بأن المصحف لا يمسه إلا الطاهر Abdestsiz dokunmanın haramlığı ile ilgili ayrıca bk. Nevevî, el-Mecmû‘; 2: 65; Şeybânî, el-Muvatta, 106-107.

[2]  Hz. Peygamber tarafından Necran’a dinî öğretmek ve zekât amili olarak görevlendirmiştir. Kendisine İslâmî esasları belirten bir de talimatname yazdırıp vermiştir. Bu rivayet de bu yazılı nüshada geçmektedir.

[3]   Nevevî, el-Mecmû‘, 2: 65; Şeybânî, el-Muvatta, 106-107; لا يمس القرآن إلا طاهر

[4]   Şeybânî, el-Muvatta, 107.لا يسجد الرجل ولايقرأ القرآن إلا وهو طاهر

[5]   Tirmizî, “Tahâret”, 98 (131); İbn Mâce, “Tahâret”, 105 (595-596)

[6]   Şeybânî, el-Muvatta, 107.

[7]   Vâkıa, 56/79; لَا يَمَسُّهُٓ اِلَّا الْمُطَهَّرُونَۜ

[8]   Tahâvî, Ahkâmu’l-Kur’ân, 1: 118.

[9]  İbn Rüşd, el-Beyân ve’t-tahsîl, (Beyrut: Dârü’l-garbil-İslâmî, 1984), 1: 43.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir