Evlilik görüşmelerinde İslamî ölçü nedir?
Evlilik niyetiyle olsa dahi erkekle kadının tek başlarına tenha bir yerde kalmaları dinen câiz değildir. Yanlarında üçüncü bir kişinin bulunması veya herhangi bir kimsenin rahatlıkla görebileceği bir ortamda olmalıdır. Kısacası halvet-i sahiha durumu olmamalıdır. Nitekim Efendimiz (s.a.v) “Sakın bir erkek, yanında mahremi olmadıkça yabancı bir kadınla yalnız kalmasın.”[1] Buyurmuşlardır.
Kadın sadece vücudunu belli etmeyecek ölçüde bir ev kıyafetiyle eli ve yüzü açık olacak şekilde görüşmeye katılabilir. Bunun dışında saçı, kolları gibi mahrem yerlerini açması câiz olmaz. Görüşme sırasında birbirlerine (şehvetle de olsa) tekrar tekrar bakmaları mubahtır. İlk görüşmede taraflar birbirleri hakkında tam bir kanaat ortaya koyamazlar ise -niyetler farklı bir gayeye dönüşmemek ve mahremiyet esaslarına halel getirmemek kaydıyla- tekrar görüşülebilirler. Görüşme sayısı hususunda kaynaklarda herhangi bir nas zikredilmemiş olsa da bu hususta örfü esas almanın en isabetli bir yaklaşım olduğu anlaşılmaktadır. Şöyle ki bir bayanın kendisine talip olan her erkekle 3-5 kez sağda-solda dolanması ve görülmesi toplumda kendisi hakkında ileri-geri konuşulmasına sebebiyet vereceğinden böyle bir durumdan özenle sakınması gerekir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) “Sizi töhmet altında bulunduracak yerlerden sakınınız”[2] buyurmaktadır. Aynı durum erkek için de söz konusudur. Dolayısıyla “Tam iyi tanıyamadım, huyunu suyunu öğrenemedim.” gibi gerekçelerle yapılacak buluşma ve telefon konuşmaları maksadını aşan boyuta ulaştığından câiz değildir. Zira evlilik görüşmelerinde hedef fiziki konumların tanınması ve kişilerin hayata bakış açılarının genel hatlarıyla bilinmesidir. Yoksa kişinin huyunu suyunu tanımak için daha uzun bir zamana ihtiyaç söz konusudur. Nitekim yapılan istatistiklere bakıldığında boşanma olaylarının çoğunlukla evliliğin ilk beş yılında olduğunu ortaya koymaktadır. Bu da bize bir kişinin ahlaki yapısının ancak yıllar sonra tam olarak anlaşılabileceğini göstermektedir. Dolayısıyla kişileri tanıyabilmek 3-5 oturumla olacak bir şey değildir. Zaten kimse de kötü huylarını ve huysuzluklarını bu kısa sürede ortaya koymayacak aksine kendini saklamaya ve iyi göstermeye çalışacaktır.
Nitekim Hz. Ömer’in şu sözleri bunu teyit etmektedir. “Bir kişi Hz. Ömer’in yanında birini çok methedince Ömer (r.a) adama hitaben: Onunla yolculuk yaptın mı? diye sorar. Adam “hayır” deyince Hz. Ömer tekrar: Onunla alışveriş yaptın mı? diye sorar. Adam yine “hayır” cevabını verince. Hz. Ömer son kez: Peki ona komşuluk ettin mi? diye sorar: Adam yine “hayır” deyince Hz. Ömer (r.a): Vallahi sen onu tanımıyorsun der.”[3]
Kısacası kişilerin karekterlerinin üç-beş oturumla anlaşılamayacağı bunun ancak kendisiyle yolculuk, yakın iş arkadaşlığı veya komşuluk münasebetiyle kısmen müşahede edilebileceği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla İslâm’ın müsaade ettiği ölçülerin dışında baş başa lokanta ve cafe gibi yerlerde yemeklere çıkmak veya bu tanışma faslını telefon veya internet ortamına taşıyarak sohbete çevirmek flört hükmünde olacağından câiz değildir.
[1] Buhârî, “Nikâh”, 111, “Cezâu’s-Sayd”, 26, “Cihâd”, 140, 181; Müslim “Hacc”, 424, (1341)
[2] Suyuti, Camiü’l-Kebir, 1/817; اتقوا مواضعَ التُّهَمِ
[3] Gazâlî, İhyâ, 3/312.