Müstehcen veya Din alaya alan fıkraları dinlemek caiz midir?
İslam, insanı kemalata ulaştıracak güzel söz ve fiilleri emrederken her türlü rezil ve çirkin davranışı da yasaklamıştır. Bu meyanda Allah Teala“(Sakın) Zinaya yaklaşmayın (sizi fuhşa sürükleyecek yayın ve yasaklardan da sakının). Gerçekten o çirkin bir hayâsızlık ve kötü bir yoldur.” [1] “İster açık olsun ister gizli, fuhşiyata (kötülüğün ve ahlaksızlığın her çeşidine) yaklaşmayın![2] “İnananlar arasında hayasızlığın, kötü söz ve davranışın yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de acı veren bir azab vardır. (Her şeyi) Allah bilir; siz bilmezsiniz.”[3] mealindeki âyetlerle zinayı açıkça yasakladığı gibi buna davetiye çıkaran, zemin hazırlayıp özendiren her türlü söz ve eylemi de şiddetle kınayıp, haram kılmıştır.
Bu çerçevede fuhşiyatı anımsatan roman hikâye, masal ve öykü kaleme almak şiir, şarkı ve türkü söylemek, fıkra anlatmak, dinlemek hatta başkalarına aktarmak hiçbir şekilde caiz değildir. Zira bu türden eylemlerin hepsi fuhşiyatın davetçileridir. Yine günümüzde özellikle pandemi sonrası insanların evlere kapanmasıyla yaygınlık kazanan stand up ve benzeri güldürü programlarında alkış ve reyting alabilme uğruna müstehcen ve bel altı muhabbetlerini sık sık malzeme yaparak şerri ve fuhşiyatı yayan programları seyretmek caiz değildir. Zira Hz. Peygamber “Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemektir…”[4] buyurarak fuhşiyatı dinleyen ve seyredenin söyleyene günahta ortak olduğunu ifade etmektedir.
Bu konuyla alakalı olarak din-i mübîni, din adamlarını veya dinde şiar olmuş kişi, sembol ve terimleri alaya alan fıkraları anlatmak, dinleyip nakletmek buna seyirci kalıp gülmek haram olmakla birlikte çoğu zaman kişiyi dinden çıkarıp küfre düşürebilmektedir. Bir Müslümanın Temel ve Nasrettin Hoca gibi halk kültürüne mal olmuş figürlerle kamufle ederek dini ve din adamlarını alaya alan fıkraları uyarlaması, anlatması, nakletmesi hatta duyduğunda gülmesi anlatanla aynı gaflet ve dalalete ortak olması demektir. Bir Müslümanın din kardeşini alaya alması caiz görülmediğine[5] göre dini ve din mensubunu alaya alması daha büyük bir cürüm olduğu aşikârdır. Dolayısıyla “dinin kesin esaslarından birisinin bilerek inkâr edilmesi veya hafife ya da alaya alınması ise kişinin dinden çıkmasına sebep olur.”[6]
Kısacası İnsanoğlu yemeye, içmeye ihtiyaç duyduğu gibi gülmeye, neşelenmeye ve mutlu olmaya da gereksinim duyan bir varlıktır. Fakat tüm bu ihtiyaçlarını karşılarken Allah’ın rızasına uygun hareket etmek zorundadır. İyiliği ve güzelliği yaymalı, kötülüğü, münkerat ve fuhşiyatı eliyle olmadı diliyle güzel bir üslüpla engel olmalıdır. Uyardığı halde sözü dinlenmiyorsa kişi vakarıyla o meclisi terk etmelidir. Unutulmamalı bazen yerinde bir tavır bin nasihatten daha tesirlidir.
[1] İsrâ, 32; وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةً وَسَٓاءَ سَبيلاً
[2] En’am, 151; وَلَا تَقْرَبُوا الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَۚ
[3] Nûr, 19; اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌۙ فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ
[4] Buhârî, İsti’zân 12, Kader 9; Müslim, Kader 20-21.
[5] Hucurat,11
[6] https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/868/dinden-cikmayi-gerektiren-sozleri