Beyaz gelinliği ilk defa 1854’te İngiltere kraliçesi Victoria, prens Albert ile yaptığı evlilikte giymiştir. 5,5 metre uzunluğundaki kuyruklu beyaz keten kumaştan dikilen bu elbise zamanla dünyaya yayılmıştır. Meseleye bu cihetle bakıldığında gayr-i müslimlere ait bir kıyafetin yaygınlaştırıldığı ve adeta model haline getirildiği görülmektedir. Hâlbuki dünyada takriben beyaz gelinliğin dışında 20 farklı ülkede 20 farklı renkte gelinlik giyilmektedir. Endonezya, Irak, İtalya (yeşil), Peru (kırmızı-siyah), Eritre bunlardan sadece birkaçıdır. Aksine Müslüman bayanların gelinlik tercih ederken tesettürü esas alması gerekir. İçinde bulunduğumuz Batı modeli eğitim sistemi, bugün Müslüman genç kızları evliliklerinde beyaz gelinlik giymeye özendirmekte, hatta öyle ki evliliğin olmazsa olmaz tutkusu haline getirilmektedir. Gerek kız gerekse erkek tarafı bunu sorun etmeyecekse gelinin bu kıyafeti giymemesi gerekir. Şayet düğünü engelleyecek boyutta bir huzursuzluğa sebebiyet verecekse o takdirde bayanın gelinliği erkeklerin bulunduğu ortama çıkmaması kaydıyla giymesi gerekir. Bazı düğünlerde yapıldığı gibi gelinin erkekler içine çıkarılması veya bu mahrem halinin resimlenerek başkalarıyla paylaşılması, tüm şehevi duyguları galeyana getirebileceği ve göz zinasına sebep olabileceğinden câiz değildir. Müslümanların bu hassasiyeti koruması gerekir. Kadınını kabre örtü altında indiren bir milletin aynı kadını evlenirken adeta teşhir etmesi büyük bir tezattır.