Hanefî mezhebine göre ramazanda gün ortasında adet (hayız, aybaşı) veya nifastan kesilen kadın ile seferden gelen fakat oruçlu olmayanlar günün geri kalan kısmında ramazan gününe hürmeten oruçlu gibi yemeden içmeden iftara kadar beklemesi vâciptir.[1] Mâlikî ve Şâfiî mezhebine göre ise böyle bir gereklilik söz konusu değildir.[2] İmam Şâfiî’ye göre gün ortasında temizlenen hayızlı, mukim olan misafir kişi, günün geri kalanını oruçlu geçirmek zorunda değildir. Zira güne zaten oruçlu başlamamıştır. Dolayısıyla günün geri kalanında yiyip içebilir.

[1]     Şeybânî, el-Hucce, Beyrut: Alimü’l-kütüp, 1: 382.

[2]     Sahnûn, el-Müdevvene, 1: 202; فلا بأس عليه أن يأكل في بقية يومه ; Mâverdî, el-Hâvi’l-kebîr, 3: 447; فَأَمَّا الْحَائِضُ إِذَا طَهُرَتْ فِي نَهَارِ يَوْمٍ مِنْ شَهْرِ رَمَضَانَ ، فَلَيْسَ عَلَيْهَا إِمْسَاكُ بَقِيَّتِهِ;

Hanefîlere göre güne oruç ile başlanmadığı için daha sonra o günkü orucunu kaza etmesi gerekir. Bu tıpkı sefer halinde oruç tutmayan kişinin gün içinde vatanına vardıktan sonra iftara kadar oruçlu gibi yiyip içmemesi gibidir. Şayet yer veya içerse günahkâr olur. Zira kişi oruç tutmayıp yemesi halinde kendisini töhmete düşürmüş olacaktır. Hâlbuki töhmetten sakınmak vâciptir. Nitekim Efendimiz (s.a) “Allah’a ve ahiret gününe inanan kişi, kendisini töhmete düşürecek durumlardan sakınsın!”[1] buyurmaktadır.

[1]  Serahsî, el-Mebsût, 3: 58;  مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاَللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ فَلَا يَقِفْنَ مَوَاقِفَ التُّهَمِ